Banka HesaplarıBağış Yap

Yardımeli'miz Mazlumlar İçin Uzandı

Yardımeli'miz Mazlumlar İçin Uzandı

Kuzey Sudan'dan kaçarak sığındıkları mülteci kamplarında, aç, susuz ve perişan haldeler. Bölgeye ulaşan Yardımeli ekipleri, kamplarda yaşayan mültecilere gıda dağıtımları gerçekleştirmiştir.

YARDIMELİ‘MİZ MAZLUMLAR İÇİN UZANDI

Güney Sudan hükümeti desteğiyle organize edilen bir grup muhalif, Kuzey Sudan'ın güneyinde saldırı ve bir baskın gerçekleştirdi. Çok sayıda savunmasız insan öldü veya yaralandı. Bu bölgeden kaçarak sığındıkları mülteci kamplarında, aç, susuz ve perişan haldeler. Bölgeye ulaşan Yardımeli ekipleri, kamplarda yaşayan mültecilere gıda dağıtımları gerçekleştirmiştir.

Bölünmeye Giden Süreç

Emperyalizm, geri kalmış ülkelerdeki siyasî ve ekonomik çıkarlarını korumak ve bu ülkelerdeki siyasî gelişmeleri kontrolünde tutabilmek için dış problemlerin yanı sıra iç problemlerden de istifade eder. Emperyalizm, daha önce işgal ettiği veya doğrudan sömürgeleştirdiği ülkelerden çekilmeden önce bu yerlerde bazı iç problemlerin ortaya çıkması için gerekli zemini sağlar. Bilhassa İslam ülkelerinde kavmiyetçiliği ve etnik ayrımcılığı öne çıkaran fikirlerin yaygınlaştırılmasındaki amaçlardan biri de bu iç problemlere zemin hazırlamaktır.

Sudan'ın, İngiliz işgalinden kurtulduğu 1956 yılından buyana başını ağrıtan Güney Sudan sorunu da İngiliz sömürgecilerin geriye bıraktığı acı bir mirastır. Bugün Sudan nüfusunun % 10'unu oluşturan Animistler ile (Afrika dinlerinin mensupları), % 7'sini oluşturan Hıristiyanların çoğu Güney Sudan’da oturmaktadır. Bunların önemli bir kısmı İngiliz işgali döneminde başka ülkelerden getirilerek bu bölgeye yerleştirilmişlerdir. İngilizler Sudan'ı işgal altında tuttukları dönemlerde, Güney Sudan’ı özel ablukaya alarak bu bölgeye giriş ve çıkışları vizeye bağladılar. İşte bu abluka altında bölgede sürekli şekilde ayrı bir etnik kitle oluşturmaya çalıştılar. Bu amaç için bir yandan dışarıdan buraya Hıristiyan ve Animist göçü sağlamaya çalışırken, bir yandan da bu bölgedeki Müslümanları ya Hıristiyan olmaya ya da göçe zorladılar.

İngiliz sömürgecilerin Güney Sudan'da farklı bir etnik yoğunluk oluşturmaktaki amacı bölgede bir ayrımcı hareket başlatmak suretiyle bu hareketi Sudan'ın bağımsız olmasından sonra ülke yönetiminin ayağına takılacak bir pranga gibi kullanmaktı. Neticede yıllarca yürütülen çalışmalar ve yapılan hazırlıklar sonucunda istenen oldu. Daha İngilizler Sudan'dan çekilmeden, 1955'te Güney Sudan'da bir ayrılıkçı hareket ortaya çıktı. Başladıktan sonra çok kısa aralıklarla sürekli devam eden bu ayrılıkçılık fitnesi Sudan'ın her zaman en önemli problemi olagelmiştir. Sömürgeci güçlerin oluşturduğu ve beslediği ayrılıkçı hareket çok sayıda can ve mal kaybına yol açtı.

General Ömer Hasan el-Beşir döneminde Güney'deki ayrılıkçılar önemli kayıp verdiler ve daha önce ele geçirmiş oldukları birçok bölgeden çekilmek zorunda kaldılar. Ancak bütün sömürgeci dış güçler tarafından hatta başta Suudi Arabistan olmak üzere Sudan yönetiminin politikasını benimsemeyen bazı Arap ülkeleri tarafından desteklendiklerinden tamamen yok edilmeleri mümkün olmadı.

Bununla birlikte el-Beşir yönetimi son dönemde, halktan aldığı büyük destek ve güçten de yararlanarak Güney Sudan’daki ayrılıkçıların belini kırmıştı. Çünkü hem politik hem de askerî mücadeleyle bu meselenin çözümünde önemli mesafeler kat etmişti. Bir yandan ayrılıkçılar arasında çıkan ihtilafları değerlendirerek bazı gruplarla anlaşmış ve onların silahı bırakmalarını sağlamış, bir yandan da başarılı operasyonlarla hâlâ gerilla savaşı vermekte direnenleri iyice köşeye sıkıştırmıştı. İşte bu durum ABD'yi rahatsız etti. Çünkü başta ABD olmak üzere sömürgeci güçler Güney sorununun Sudan'ın sürekli baş ağrısı ve baş belası olarak devam etmesini istiyorlardı. Özellikle Sudan'ın İslamî bir yönetim biçimini benimsemesi, ekonomik alanda bağımsızlığı esas alan politika izlemesi ve ülkede şeriat kanunlarını uygulama kararı alması nedeniyle ABD yönetimi, bu ülkenin başının dertten çıkmamasını istiyordu. Güney Sudan sorununun kesin çözüme kavuşturulması ise Sudan yönetiminin önemli bir sıkıntıdan kurtularak ekonomik gücünü ve ülkenin ekonomik bağımsızlığını hedefleyen değişik yönlere kaydırmasına vesile olacaktı.

İşte bu yüzden ABD, Sudan yönetiminin Güney sorununun kökünü kazımaya doğru gittiğini görünce İsrail’le beraber Güney Sudan’da çeşitli taktikler uygulayarak 2 ülke arasında sorunların devam etmesini sağlamaya çalışıyor. En önemli konu petrol, doğal gaz, meralar, İslam ve Arap-yerli kabileler bunun baş aktörleridir. Ve artık Kuzey Sudan ve Güney Sudan şeklinde 2 ülke var.

Paylaş