Biz büyük bir aileyiz..

Pandemi ve karantina kısıtlamalarından sonra, her yıl geleneksel düzenlediğimiz “Ümmet İftar Programı” İstanbul’da yoğun katılım ile gerçekleşti.

Özlemişiz dostları..

Bir araya gelmeyi, muhabbeti özlemişiz..

İnsan sosyal bir varlık. Dostları ile, kardeşleri ile, toplum ile kurduğu ilişkiler hayatına anlam katmakta..

Uzun bir aradan sonra Dernek yönetimi, çalışanları, üyeleri, gönüllüleri, temsilcileri; İstanbul’da yaşayan Filistinli, Mısırlı, Afganistanlı, Arakanlı, Suriyeli, Doğu Türkistanlı, Yemenli, Iraklı muhacir kardeşlerimizle birlikte, STK temsilcileri ve misafirlerimizin de iştirak ettiği “Ümmet İftarında sofralarımız kardeşlik için kuruldu, dualar edildi.

Dernek yönetiminin, gelen misafirlerle tek tek ilgilendiği program, Kur’anı Kerim tilaveti ile başladı. İftarların yapılması ve akşam namazının ikamesinden sonra, Dernek faaliyetlerinin anlatıldığı sinevizyon gösterimi ile programa devam edildi.

Daha sonra, açılış konuşmalarını yapmak üzere, Genel Başkanımız Dr.Sadık Danışman kürsüye teşrif ettiler. Özellikle Ramazan Ayına özel planlanan faaliyetler ve projelerden bahsettiler :” Tüm dünyanın etkilendiği pandemi süreci, geçim sıkıntısı çeken aileleri, muhtaçları ve mültecileri çok daha fazla etkiledi. Bu süreçte paylaşma, yardımlaşma ve dayanışmanın bizlere verdiği güç ile, zorluklarla mücadele ettik hep beraber. İslam bir hayr medeniyetidir. Bu hayr medeniyetinin en güzel örneklerini Anadolu toprakları göstermiştir. Ramazan ayında da muhtaçlara, yetimlere, garip gurabaya yardımellerimiz uzanmaktadır. Kumanya paketleri, kumanya hediye kartlarının dağıtımı, kurulan iftar sofraları, ayni ve nakdi yardımlar, toplumsal huzurun ve barışın sağlanmasına büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle Ramazan ayında önemsediğimiz ev iftarlarını aksatmamaya gayret ediyoruz. Yönetim kurulu üyelerimiz ve temsilcilerimiz ailelerin evlerine iftar saatinde misafir olarak, iftar sofrasını paylaşmaktadırlar. Yanımızda getirdiğimiz iftariyeliklerle birlikte oruçlarımızı açıyor; getirdiğimiz bayramlık hediyeleri, çocuklara ve aile bireylerine teslim ediyoruz. Bağışçılarımızdan emanet olarak aldığımız bağışları, hak sahiplerine ulaştırmayı biz kendimize görev bildik. Ve yapılan tüm bu faaliyetlere ilişkin olarak bağışçılarımızın kalplerini mutmain etmek adına da tüm çalışmalarımız şeffaf ve hesap verilebilirliğe açıktır. Bu zor günlerde mağdur, muhtaç ve yetimleri unutmayın lütfen. Onlara da sofranızdan bir pay ayırın. İşgal Devleti yine Ramazan ayında saldırılarına devam etti. İslam ümmetinin onurunu kırmak adına her sene bunu tekrarlamakta ve şiddet uygulamaktadır. Fiili ve kavli dualarımız Mescidi Aksanın ribatında olan kardeşlerimiz için. Ukrayna’daki savaşı ve insanlık dramını hep beraber izliyoruz. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve sivil halkın maruz kaldığı durum hepimizin içini acıtıyor, üzülüyoruz. Batının bu konudaki hassasiyetine şahid oluyoruz. Ama, batı devletler Suriye’de bu durum yaşandığında neredeydiler, Irak’ta, Arakan’da, Bosna’da, Filistin’de yaşandığında neredeydiler. O zaman da bu tepkileri vermiş olsalardı, yani dürüst olsalardı, Ukrayna’da bu durum belki de yaşanmayacaktı. Katılımınızdan dolayı bir kez daha teşekkür ediyor, sağlık ve afiyet diliyorum. Şimdiden Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum.” Dedi.

Daha sonra Akabe Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sabahattin Öztekin Bey, katılımcıları selamladı ve Ramazanı Şerif ayını tebrik ederek; Yardımeli Derneği çalışmalarında emeği geçen, gayret eden, katkı sağlayan herkesi tebrik etti ve teşekkür ettiler.

Daha sonra kürsüye gelen, Prof.Dr.Caner Taslaman Hoca katılımcıları selamladı ve Ramazan aylarını tebrik etti. “ Yardımeli Derneğinin yaptıklarını izlediğimiz sinevizyonda da gördük ki takdire şayan. İmanla beraber ameli birleştirenlerin yüzdesi gerçekten çok az. Allah’ın rızasını kazanmak adına çekinmeden gayret eden, destek olan herkesi tebrik ediyorum, emeği geçenleri kutluyorum.” Dedi.

Kürsüye gelen Mustafa İslamoğlu Hoca, verme ahlakı-verme adabı-terbiyesi üzerine kısa bir konuşma gerçekleştirdi : “Aranızda benim hayra ihtiyacım yok, yardıma ihtiyacım yok, kimseye ihtiyacım yok diye bir var mı? Burayı geçtim hadi, İstanbul’da, Türkiye’de, dünyada bu sözü söyleyecek kimse olur mu? Olamaz. Zira insana muhtaç bir varlıktır. Daha vahyin ilk zamanlarında nazil olan bir ayet : “Yaptığın iyiliği çok görme” Zira her veren O’nun verdiğini verir, O’nun verdiğinden verir. O halde gerçekten veren kim? Verdiğinde alacaklı değilsin unutma. Verdiğinde de borçlusun. Vermeyi verdiği için borçlusun. Vermeyi alamayanalar-haketmeyenler veremiyor baksanıza. Vermek için servete malik olmak yeterli değildir. Verdğinizde de teşekkür borçlusunuz Allah’a. Teşekkür ederim Allahım.. Vermek deyince maddi bir değer düşünen ( para,pul, mal,mülk vb)gizli bir materyalisttir. Peki senin vicdanının almaya ihtiyacı yok mu, aklının ihtiyacı yok mu, vicdanının almaya ihtiyacı yok mu, iradenin ihtiyacı yok mu, ruhun ihtiyacı yok mu, bilincin ihtiyacı yok mu? Bunlar nerede.. Ben yanımda hem iğne hem çuvaldız taşırım. İğneyi başkasına bazen batırırım bazen batırmam, ama çuvaldızı hep kendime batırırım. Etrafımızdaki, yakınımızdaki zor durumda olanları, ihtiyaç sahiplerini( maddi-manevi) unutmayalım. Uzaklara bakarken, yakınlar arada kaybolmasın. Hepinizin Ramazan ayını tebrik ediyorum, sileri mübarek kılsın. Ömrünüz Ramazan, akıbetiniz bayram olsun.” Dedi.