Banka HesaplarıBağış Yap

Dr.Sadık Danışman: Yardımeli Küresel Şefkat Hareketidir

Dr.Sadık Danışman: Yardımeli Küresel Şefkat Hareketidir

YENİŞAFAK GAZETESİ 15 OCAK 2012 PAZAR
RÖPORTAJI YAPAN: EMETİ SARUHAN
RÖPORTAJ YAPILAN: YARDIMELİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI DR. SADIK DANIŞMAN


Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Yardımeli Derneği'nin kurulması fikri nasıl ortaya çıktı?
Dr. Sadık Danışman: Yardımeli Derneği Yardımeli Derneği 2007 yılının 19 Eylül'ünde Akabe camiasından 60 gönüllünün oluşturduğu uluslararası bir yardım kuruluşu. Mazlum, mağdur durumdaki ümmet camiasına, yeryüzündeki bütün insanlara hayır ve şefkat köprülerini oluşturmak için kurulan bir dernektir.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Sizin diğer yardım kuruluşlarından farkınız nedir?
Dr. Sadık Danışman: Bizim farkımız uluslararası yardım faaliyetlerini yürütürken, sadece mideleri değil aynı zamanda ruhları, kalpleri ve beyinleri de doyurmaya çalışıyoruz. Bunu bir broşürle, bunu bir kitapla, bir eğitim semineriyle, bir konferansla, bir Kur'an halkasının müdavimi olmakla, periyodik derslerle ya da en azından bir sohbetle yapmaya çalışıyoruz.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Hıristiyan misyonerlerin Afrika ülkelerinde “Hıristiyan olursanız yardım ederiz” diyerek yardım dağıttıkları iddia ediliyor. Sizin yaklaşımınız farklı mı?
Dr. Sadık Danışman: Elbette. Biz yardım yaparken ırk, din, dil ayırımı yapmıyoruz. Bu kişilerden de bir karşılık beklemiyoruz. Kalplerini ve beyinlerini doyurma noktasında sabır üzerine, şükür üzerine, bir yaratıcı gücün dünyayı nasıl şekillendirdiği, dünyada yaşanan adaletsizliklerin nereden kaynaklandığı üzerine mesajlar veriyoruz. Mağdur durumdaki insanlara hayırsever kardeşlerimizin yardımlarına köprü oluyoruz.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Yardım edilecek bölgeleri nasıl seçiyorsunuz?
Dr. Sadık Danışman: Önceliğimiz doğal afet mağdurları. Kuraklık, sel, bulaşıcı faaliyetler, deprem gibi. Ama ümmet coğrafyasına baktığımızda savaş işgal ve mültecilik doğal afetlerin de önüne geçebilecek konumda. Filistin işgal altında, işgalin ötesinde bir ambargo söz konusu. Açık hava hapishanesine dönüştürülmüş, 1 buçuk milyon insanın yaşadığı bir alan. Irak'a baktığımızda milyonlarca yetim var. Afganistan'a baktığımızda her gün ölüm haberleri alıyoruz. Filistin'de yaşayan 4 milyon kişi var ama 6 milyon Filistinli de dünyanın çeşitli yerlerinde yaşamını mülteci olarak sürdürüyor.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Yardımlarda neyi gözetiyorsunuz?
Dr. Sadık Danışman: Belli bazı ilkelerimiz var. Mesela ilahî sınırlara riayet. Bizim yaptığımız her faaliyet ilahî sınırlar çerçevesinde olmalı. Emanete sadakat olmalı, bize emanet edilenler mutlaka araştırılıp yerine ulaştırılmalı. Mazlumun dini, dili, ırkı, mezhebi, coğrafyası sorulmaz. Mağdursa, muhtaçsa ona destek olmak durumundayız. Mağduriyet yeterli sebep. Şeffaflık ilkemiz var. İstediğiniz yılın, istediğiniz ayın, istediğiniz kişinin bağışının derneğe nasıl ulaştığını, kullanılıp kullanılmadığını, nerede kullanıldığını, kişiye geri dönüş yapılıp yapılmadığını görebilirsiniz.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Yurt içi faaliyetleriniz de var mı?
Dr. Sadık Danışman: Ülke içinde major projemiz kardeş aile projemiz. Ensar ve muhacirden ilham alarak acaba günümüzde bir esintisini oluşturabilir miyiz diye yola çıktık. 4 ülkede uyguluyoruz. Filistin ve Filistin mülteci kampları, Habeşistan, Pakistan Keşmir ve Türkiye. Bu dört ülkeden ailelere, dünyanın dört bir yanından aileler kardeş aile oluyorlar. Aile bu dört ülkeden hangisinden kardeş aile olmak istiyorsa seçiyor ve bir yıllık kardeş aile programı başlatıyoruz. Filistin ve Türkiye için ayda 200 lira, Keşmir ve Habeşistan için 100 lira yardımda bulunuyorlar. Türkiye'de bir aile Kardeş Aile Programında olmasa bile, bize ihtiyaçları olduğu gönüllülerimiz tarafından bildirilmişse, ilgili bölümdeki arkadaşlar gidip görüyorlar, ihtiyaçları tespit ediliyor ve yardım yapılıyor.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Kardeş aile programındaki 4 ülkeyi nasıl seçtiniz?
Dr. Sadık Danışman: Filistin Mescid-i Aksa'nın olduğu topraklar. Ümmet adına orada ribattalar. Bu şekilde zulme, işgale karşı direnen kardeşlerimizle, mazlum mağdur durumda olanlar, yetim kalan kardeşlerimizle kardeş aile olmamamız mümkün değildi. Habeşistan Peygamber Efendimiz'in en sıkıntılı zamanda Eshabını gönderdiği, ilk hicretin yaşandığı, Hz. Necaşi'nin torunlarının zor durumda olduğu bir ülke. Keşmir hem Pakistan hem Hindistan'da. Kurtuluş savaşımızda altın bileziklerini, mutfaktan bakır tencerelerini satıp bize yolladılar. Sadece maddi yardım değil. Kardeş aile ile Gazze'de bir şehidin kızı kardeş aile ile yanında bir kardeşinin olduğu hissini duyuyor. Birbirleriyle mektuplaşıyorlar. Telefonlaşıyorlar yeri geliyor ziyaret ediyorlar. Bu şekilde ümmet bilinci de gelişiyor. Türkiye'den 20 ilden alan el kardeş ailemiz var ama her ilden veren el kardeş ailemiz var. 25'i aşkın ülkeden de veren el kardeş ailemiz var. Ama en yoğunluğu ülkemizden. İslam bir hayır medeniyeti bunun en güzel öncülüğünü de Türkiye yapıyor. Mustafa İslamoğlu Hocamız "Türkiye'nin en iyi ihraç ürünü hayırdır" diyor. Bizde buna tamamen katılıyoruz. Ümmet coğrafyasının değişik noktalarında hem devletin hem sivil toplum kuruluşlarının yaptığı yardımlar çok net olarak görmek mümkün.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: İslam coğrafyası neden bu kadar zor durumda? Siz oralara gidip gözlemlediniz. Ne düşünüyorsunuz?
Dr. Sadık Danışman: Bu ülkelere doğal afet, kardeş aile programları, kurban Ramazan iftar programları nedeniyle gidiyoruz. Dafur'da bezden kartondan çalı çırpıdan evlerde yaşamlarını sürdürüyorlar. Bir tenceresi kaşığı var yok. 8- 10 metrekarede yaşıyorlar. Somali'de de kuraklık ve karmaşa. Daha öncesi de var ama 90'lı yıllardan beri sömürgecilik zihniyeti bunun sebebi. Irak'taki yetimler ortada, Filistin keza... Süren medeniyet sömürgecilik ve kuvvete dayalı bir medeniyet. Bu şekilde devam ettiği müddetçe bu manzaralar dünyanın çeşitli yerlerinde görülecektir. Bizim arzumuz hakka ve adalete dayalı bir medeniyetin tesis ettirilmesi. O zaman bu manzaraların hiç birini görmeyiz. Somali'den kimse açlıktan ölümle hesaplaşmaz. Somali'de bir anne 300-400 kilometre yol alıp yolda iki çocuğundan birini kaybediyor. Dubai'de ise kat dikme yarışı yapan Müslümanlar... Burada bir problem var.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Sudan'da bir yetimhane yapıyorsunuz. Neden Sudan?
Dr. Sadık Danışman: Darfur'da binlerce milyonlarca yetim var. Bunlara yönelik bir yetimhane oluşturmak istedik ama ulaşım ve güvenlik problemi nedeniyle bu projeyi Sudan Hartum'a kurmaya karar verdik. 22 dönüm arazi üzerine 400 yetimi barındıracak yetim kompleksini kurmaya başladık. 5 bloktan oluşacak. Haziran'da 100 çocukla başlayacağız ve eğitim vereceğiz. Darfur'un en büyük problemi tefrika çözme yolu da eğitimden geçiyor. Darfur'da 7-8 yaşlarındaki çocuklar bile “ayrı kabiledeniz” diye beraber oynamıyorlar. Bu zihniyeti kırmak istiyoruz. Değişik kabilelerden çocukları alıp, bir arada yaşayabileceklerini göstereceğiz. Bizler de onları uzun süre ihmal ettik. Orada çalışma yapan 168 sivil toplum kuruluşundan 16'sı Müslüman. Ama artık ümmet coğrafyasında hizmet gören sivil toplum kuruluşlarının sayısı arttı.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Somali'de durum nasıl?
Dr. Sadık Danışman: Somali'de hastanenin temelini atarken devlet başkan yardımcısı halkın "Beyazlar gelmiş ve karşılıksız yardım yapıyorlar. Bu nasıl bir şey? Beklentileri de yok. Karşılık istemeden yardım yapıyorlar, bir de namaz kılıyorlar." dediklerini anlattı. Halkın çok tuhafına gitmiş. Oraya zamanında gitseydik belki bu duruma düşmelerine engel olurduk. Çünkü Birleşmiş Milletler 91'den beri orada ama bu manzaranın bırakın engellenmesi, en büyük müsebbibi onlar. Bölgenin Unesco temsilcisi kriz bu noktaya gelmeden gereken yapılmalıydı dedi. BM zaten oradaydı. Unesco BM'nin alt birimi. Zaten bir şey yapmamak için oradaydılar. Çünkü Somali halkı misyonerlik faaliyetlerine izin vermedi. Hayatları pahasına inançlarına bağlı kaldılar. O zaman kardeşi kardeşe vurduralım dediler. Şu anda orada hüküm süren problem güvenlik. Batı'nın kaynattığı kazandan dolayı kapışma var.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Orada bir çocuk hastanesi kuruyorsunuz. Niçin?
Dr. Sadık Danışman:  Başbakanımızın Somali ziyaretinde biz de vardık. 10- 12 bebek dizilmiş, başlarında anneleri çaresiz şekilde bekliyor, anneler ölüm nöbeti tutuyor. Hiç bir sağlık desteği yok. 2011'de bu manzaralar yaşanıyor. Bu tüm insanlığın sorunu. Somali'de çocukların ölmemesi için bir hastane yapılması gerektiğine karar verdik. 100 yataklı bir hastane inşa edeceğiz. 22 dönümlük, Hint okyanusu sahilindeki bir arazi valilik, belediye tarafından bize hibe edildi. 400 kamyon çöp temizlettik oradan. Zemin etütlerini DSİ ve İHH desteğiyle yaptık ve temelini attık. İç donanımı konusunda da sağlık bakanlığı ve özel hastanelere başvuracağız. Somalili Yakup kardeşimizin 5 çocuğu var. Çocuğun hastalanınca sabaha kadar başında oturup dua edip ağlamaktan başka bir şey yapamıyorlardı. Artık Yakup kardeşimiz çocuğunu çocuk hastanesine götürecek.
Yeni Şafak/Emeti Saruhan: Pakistan'da neden köy kuruyorsunuz?
Dr. Sadık Danışman: Kalıcı ne yapabiliriz diye düşündük. Sel felaketi mağdurlarına modern ve model bir köy kurmak istedik. 40 dönümlük bir arazi aldık. Neşara bölgesinde çalışmaları başlattık. Temeli atıldı. Her türlü alt yapı çalışmaları yapıldı. Bu ay içinde inşallah temeli atılacak. Adı Eyüp Sultan Köyü olacak.

Paylaş