Banka HesaplarıBağış Yap

Gazze'deki Ekibimizle Yaptığımız Telefon Gürüşmesi

Gazze'deki Ekibimizle Yaptığımız Telefon Gürüşmesi

Gazze işgal edilmeye başlandığı günden bu güne, bölgede acil yardım çalışması yapan ekibimizden Muhammed Cihad ile yaptığımız telefon görüşmesi bölgedeki acı tablonun ne boyutta olduğunu gözler ününe

 

Öncelikle sizlere Gazze’nin selamını iletmek istiyorum. Gazze’nin her köşesinin, 7’den 70’e Gazze’de bulunan her Filistinlinin, mücahidlerinin, özellikle Filistin hükümetinin, Filistin’i yalnız bırakmayan tüm Türkiye halkına tebrik ve teşekkür mesajları var.  Selamları var. Gerçekten bu teşekkürleri kendi kulaklarınızla duymanızı isterdik. İnşalah hepinize nasip olur.

Yardımeli Derneği olarak i ki haftadır yardım çalışma larımızı bizzat Gazze’den  yürütüyoruz. Henüz işgal altındayken Gazze’ye gi rebildik. Tabiki savaş zama nında  yardım çalışmalarını çok kısıtlı olarak yürütebili yorduk. İsrail ordusu çekil dikten sonra daha yoğun yardım çalışmalarına başladık. Ve savaşın ger çek, o acı yüzünü tam ola rak savaştan sonra göre bildik. İşgal edilen bölge lere ateşten sonra ulaştık ve savaş boyunca gördü ğümüz görüntüler bu manzara karşısında hiçbir şeydi. Onlarca mahalleyi yok etmişler, haritadan silmişlerdi. Siyonistler girdikleri yerde taş üstünde taş bırakmamışlar. Zaten girebildikleri bölgeler Gazze’nin dış sınır ve sakinlerinin az olduğu bölgeler. Ve bu bölgelere de zaten girmeden önce  füzelerle toplarla yerle bir ettikten sonra girebildiler.

Ateşkesten hemen sonra Gazze halkı 7’den 70’e hızlı bir şekilde toparlanmak için harekete geçtiler. Halk adeta Hamas yönetimiyle ve direnişiyle bütünleşmiş bir durumda. Ve şunun idrakindeler. İsrail bu savaşı ‘Hamas’ı yok edeceğiz’ diye başlattı. Hamas ise Filistin halkı demekti. Ortadoğu’nun en saf seçimleriyle Filistin halkı ezici bir çoğunlukla ‘Hamas’ demişti, yani ‘direniş’ demişti, yani ‘hepimiz Kassam’ız demişti. . Hamas’ı yok edeceğiz demek, Filistin halkını yok edeceğiz demekti. Hamas’ı yok edeceğiz demek sözüm ona ‘demokrasiyi’ yok edeceğiz demekti. Kendi yaptığı putu işine gelmeyince yemek böyle bir şey işte. Halk bunun bilincindeydi. Savaşın, kadın çocuk, genç yaşlı  bütün bir halka, kendilerine açıldığının farkındalardı, yok edilmek istenenin kendi iradeleri olduğunun farkındalardı en başından beri. Ama dünya bunu anlayamadı. Örgütlerimiz, hükümetlerimiz, sivil katliamlarını kınadı. ‘Neden kadınlar çocuklar, siviller öldürülüyor’ diye anlamsız sorular soruluyordu camiamızda. Hamas’ı yok edeceğim diyen birinden ne bekliyordunuz ki?

Bu konuda söylenecek çok şey var ama konumuza dönecek olursak; Gazze halkının en büyük destekçisi yine kendileri oldu diyebiliriz. Çok muhteşem bir dayanışma sergiliyorlar. Savaştan etkilenmeyen hiçbir aile yok ancak tüm bu mağduriyete, mazlumiyete rağmen kimse sadece kendini, kendi ailesini düşünmüyor. Bunu yardım çalışmalarında birebir müşahede ediyoruz. Evi yıkılmayanlar evi yıkılanlara kapılarını açtılar. Yani Gazze kendi içinde kardeş aile edinmeye başladı.

Gazze’nin gerçekten sıfırdan, yeniden yapılanmaya, imarına ihtiyaç var. Bir çok savaş bölgesinde bulunduk, 2006 Lübnan savaşında yine Güney Lübnan’daydık. Ancak emin olun böyle bir yıkım görmedik. Şiddetli bir deprem yaşanmış gibi. Bomba düşmeyen sokak yok.  Sadece evler binalar değil. Yollar, parklar, meydanlar, portakal, zeytin bahçeleri. Arabanın giremediği bir çok bölge vardı ilk günlerde yolların imha edildiğinden dolayi. Motorlarla ancak oralara ulaşabildik. Altyapı çok büyük hasar gördü. Yeni baştan imar edilmesi gereken bir bölge.  Bu da ancak tüm bir İslam aleminin desteğiyle olacak bir şey. Ve açıkçası Filistin artık Arap ülkelerinden bir şey beklemiyor, Türkiye’den çok ümit varlar. Hem halkından hem hükümetinden. Şuan Gazze’de bir Türkiye modası var diyebiliriz, her sokak, her caddesinde. Bu bizlere de birebir yansıyor tabii ki. Bu ümitlerini boşa çıkarmayalım.

Yardımeli Derneği olarak öncelikle kuzey bölgelerine acil kumanya dağıtımı yap tık. 1500 aile ziyaret edildi ve acil yardım ulaştırıldı. Ayrıca kuzey ve güney bölgelerinde iki dağıtım merkezi açtık ve bu merkezlerin camilerden ilanı yapıldı. Acil yardıma muhtaç olanlar bu merkezlerden bize ulaşabiliyorlar. Filistin hükümetiyle ortak olarak yapıyoruz bu çalışmaları tabii ki. 24 saat sürekli yetkili bakanlarla iletişim içerisinde ve beraber yürütüyoruz çalışmaları. Savaştan beri üzerindekileri değişmeye fırsat bulamayan Bakanlar, Hükümet yetkilileri var. Filistin halkı için yapmadıkları fedakarlık yok. Şunu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Gerçekten kelimelerle anlatılması zor, bu acı drama rağmen, bu mağduriyete rağmen yardım dağıtımlarında ne bir izdiham oluyor, yardım dağıtım merkezlerine gelenlerin inanın çoğu kendisi için değil bir komşusu bir tanıdığı bir akrabası için geliyor. Yardım dağıtımlarında gözleri yardımlarda değil bizim gözlerimizde. Bizim onların yanında olmamız onlar için en büyük destek gerçekten.

Ateşkes geçtiğimiz gün sona ermiş durumda. Karşılıklı saldırılar oldu dün ve bugün. Şehid sayısı artmaya devam ediyor, gerek yaralılardan şehid düşenler, gerek enkazlardan yeni çıkartılan şehidler oldu. Sağlık Bakanı Basim Naim’den aldığımız son verilere göre şehid sayısı 1350 oldu. Yaklaşık 5500 de yaralı var. Bunların arasında durumu kritik olan yüzlercesi var. Bu rakamların yarısından çoğunu kadın ve çocuklar oluşturuyorlar. Şehidlerin içinde cephede eli silah tutan mücahidlerin sayısı 40’ı geçmiyor.

Şunu da belirtmek istiyorum. Çünkü ne Türkiye ne de tüm bir İslam dünyası tarafından gereken tepki verilmedi Mısır yönetimine. Bu saldırılar açık bir şekilde İsrail ve Mısır’ın ortak saldırılarıydı. Uçaklar, bombalar, askerler İsrail’in olabilir. Mısır Rafah sınır kapısını tam olarak açmadığı sürece Gazze için yapılacak şeyler gerçekten çok kısıtlı kalıyor ve Mısır tarafından sürekli engelleniyor. Mısır Gazze için yapması gereken hiç bir şeyi yapmadı aksine yapmaması gereken onlarca şeyi yaptı ve yapmaya devam ediyor. O kapı Gazze’nin nefes borusudur ve Mısır kapalı tutarak açıkça Gazze’yi boğmaktadır. Gazze’ye sadece bir aydır ölüm yağmıyor. Gazze aylardır ölüme terk edilmiş durumda. Mısır’ın uygulamakta olduğu bu ambargo 270’den fazla can aldı bugüne kadar. Bu ölümlerin sorumlusu kim? Elbette en başta Mısır ve ambargoya destek veren diğer Arap ve batı ülkeleri. Mısır Gazze’de yaşanan bu dramın, katliamların, ölümlerin birinci derecede sorumlusudur. Ve hesabı sorulmalıdır.

Burda birçok hükümet yetkilisi, liderler, direniş komutanları ve küçüğünden büyüğüne her kesimiyle Gazze halkıyla görüşmelerimiz oldu. Bunları geniş bir şekilde yayınlayacağız önümüzdeki günlerde inşallah. Bu görüşmelerin bir çoğunda öncelikle şu ifade edildi: ‘1300’den fazla şehid verdik ve vermeye devam edeceğiz. Ama bu savaş bize Türkiye’yi kazandırdı’  deniyor, bunu birçok ağızdan duyduk ve Türkiye halkının ve hükümetinin duruşunu takdir ettiklerini farklı şekillerde dile getiriyorlar. Kendisi evinin enkazında ziyaret ettiğimiz bir Filistinli İşbirlikçi Ramallah yönetimini kastederek ‘siz bazı Filistinlilerden daha çok Filistinli oldunuz, bu halk sizi asla unutmayacak’ dedi.

Şimdilik bunları aktarabiliyorum, daha paylaşacağımız çok şeyler olacak inşallah.

Paylaş