Banka HesaplarıBağış Yap

Yardımeli Arakan Mülteci Kamplarında

Yardımeli Arakan Mülteci Kamplarında

9 Eylül 2012 tarihinde Dernek Başkanımız Dr. Sadık Danışman, Ankara temsilcimiz Şükrü Can ve gönüllülerimiz N. Sefa Dağ ve Osman Çetin’den oluşan Yardımeli ekibi Bangladeş’teki Arakan mülteci kamplarını ziyaret etmek ve derneğimize emanet edilen yardımları mülteci kardeşlerimize ulaştırmak üzere Ban

9 Eylül 2012 tarihinde Dernek Başkanımız Dr. Sadık Danışman, Ankara temsilcimiz Şükrü Can ve gönüllülerimiz N. Sefa Dağ ve Osman Çetin’den oluşan Yardımeli ekibi Bangladeş’teki Arakan mülteci kamplarını ziyaret etmek ve derneğimize emanet edilen yardımları mülteci kardeşlerimize ulaştırmak üzere Bangladeş’e hareket etti. 8 saat süren uçak yolculuğundan sonra ekibimiz, Bangladeş’in başkenti Dhaka’ya ulaştı.

Ekibimiz Bangladeş’ten Cox's Bazar bölgesine pervaneli uçakla yapılan 1 saatlik yolculuktan sonra kara yoluyla 45-50 km mesafedeki Arakanlı mültecilerin yaşadığı Lida ve Sabhabur kamplarına gittiler. Kamptakilerle yapılan görüşme ve tespitlerden sonra kamplara yapılacak olan yardımlar planlandı. Citecom’dan satın alınan 52 ton gıda (40 ton pirinç, 8 ton şeker, 4 ton yağ) 4 bin pakete dönüştürülerek kamplara sevkiyatları yapıldı. Ayrıca Yardımeli ekibi 7 yetimhaneyi ziyaret ederek yetimlere ve yetimhane yöneticilerine nakdî yardımlarda bulundu.

Yardımeli Derneği ümmet coğrafyamızın ve yeryüzünün diğer bölgelerinde olduğu gibi kriz anında yapılması gereken acil gıda yardımlarının yanı sıra, ilkesi gereği hem mideleri hem de kalpleri ve beyinleri besleyecek kalıcı ve model olacak hizmetler planlamaktadır.

Sudan’daki Darfurlu yetimlere yönelik yetimhane, Pakistan’ın Peşaver şehrindeki Eyüp Sultan Köyü, Somali Mogadişu’daki Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi gibi, Bangladeş’teki Arakanlı mültecilerin yaşadığı Cox's Bazar’a bir Yetimhane Külliyesi Projesi için ilk adımlar atıldı. Külliyenin arsa bağışı için Bangladeş Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Mehmet Vakur Erkul ile görüşmeler yapıldı. Sawab ve Feyyazi dernekleri gibi sivil toplum kuruluşları ile yapılan görüşmeler sonuncunda derneğimiz projeye yönelik yoğun bir çalışma başlattı. Hedefimiz, bu yetimhanede dinî ve beşerî ilimlerle donatılmış, vahiyle inşa olmuş bir neslin yetiştirilerek Arakan’a, İslam ümmetine ve bütün insanlığa hayırlı hizmetlere vesile olmasıdır.

Arakanlı mülteci kamplarında yapılan gözlemlerde Nehrin öteki tarafındaki gördüğümüz Myanmar’ın Arakan bölgesinde Budistler ve Budist yönetim tarafından Arakanlı Müslüman kardeşlerimize her türlü baskı ve şiddet, insan hakları ihlalleri uygulanmakta, insan olarak ve Müslüman olarak yaşamaktan başka talepleri olmayan bu kardeşlerimizin topraklarını terk etmeleri hususunda zulme maruz kaldığı tespit edildi.

Bu izlenimi topraklarından hicret ederek Cox's Bazar’daki mülteci kamplarına yerleşmiş kadın ve yaşlılardan dinleme imkânı bulan Dr. Sadık Danışman,Müslüman Arakanlı kardeşlerimizin dramı her geçen gün artarak devam etmektedir. Birleşmiş Milletler ve insan haklarını ağızlarından düşürmeyen Batılılar, ABD, Çin ve Rusya bu konuda zulüm gören Müslüman olunca bu drama sessiz kalmaktadırlar. Bunu kamptaki her Arakanlı mülteci de dile getirmektedir” diye konuştu.

Aynı zamanda kendilerine olan sevgi ve hassasiyetinden dolayı Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk halkına dua ve minnetlerini sunan Arakanlı mülteciler, Türkiye’nin dünya kamuoyuna Arakanlıların dramlarını iletmesindeki gayretini de takdirle dile getiriyorlar.

Arakanlı mülteci kardeşlerimizin İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan, İslamî kuruluşlardan ve ümmet coğrafyasındaki sivil toplum kuruluşlarından yardım talepleri sürmektedir. Bangladeş yönetimi tüm zorluklara ve ülkesindeki ekonomik sıkıntılara rağmen bu Müslüman kardeşlerimize elinden gelen yardımı yapmaya çalışmaktadır. Ancak çözüm yerinin Myanmar Arakan bölgesinde olması için Myanmar yönetimine Birleşmiş Milletlerin ve duyarlı tüm ülke ve kuruluşların baskı yaparak Arakanlı kardeşlerimizin kendi topraklarında insanca ve Müslümanca yaşamaları temin edilmelidir.

Lida ve Sabhabor mülteci kamplarında, kamıştan yapılmış ve 1 buçuk metre yüksekliği geçmeyen, kapısından eğilerek geçebildiğiniz, tabanı toprak, tavanı naylon, penceresiz içinde yere serilmiş bazı çaputlar ve birkaç tabaktan başka bir şey olmayan bu elektriksiz barınaklarda yaşamlarını sürdürmektedirler. Her barınakta 7 ila 10 kişi yaşamakta; bunların çoğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşmaktadır. Çoğu eşini bu zulümde kaybetmiş veya akıbetini bilmediği dul bayanlardan ve yetim çocuklardan oluşuyor. Her barınakta hasta ve engelliye rastlamak mümkündür. 0-6 yaş grubundaki erkek çocukların yüzde 80’i iç çamaşırsızdır. Çocukların yüzde 70’inin ayaklarında terlik veya ayakkabı yoktur. Kampların içinde sağlık birimi veya okul yoktur. Kamışlardan yapılmış mescitlerde çocukların eğitimi ve ibadet yapılmaktadır. Kampların sokakları, atık sularla dolu olup her an için toplu ölümlere yol açabilecek enfeksiyon alanıdır. Gıda olarak aldıkları yardımlar ve kadın, çoluk çocuk, yaşlılar tarlalarda gündelik 4-5 liraya çalışıp geçinmektedirler. Bunu bulan kamptaki aile sayısı hem şanslı hem de çok az sayıdadır. İşte 2012 dünyasından bir insanlık manzarası. Bunu 800 milyon obezi olan, 1,4 trilyon doları silaha ayıran, 230 milyarı kozmetiğe ayıran, her yıl milyar dolarlarca ekmek israfı yapan ve bina kat sayısı yarışlarına giren dünyayla mukayese ettiğimizde insanlığa ve Müslümanlara yakışmayan bir tablo görmekteyiz.

Cox's Bazar’dan pervaneli uçakla Dhaka’ya geri dönen ve bölgede bir haftaya yakın kalıp gözlemlerde ve araştırmalarda bulunarak 14 Eylül 2012 tarihinde THY ile İstanbul’a dönüş yapan ekibimizden Sadık Danışman “İnsan olmaktan ve Müslüman olmaktan başka hiçbir suçu ve talebi olmayan Arakanlı mülteci kardeşlerimizin dramını sizlerle paylaşmak istedik. Allah bu kardeşlerimizin yardımcısı olsun ve bizlere görevimiz yapmayı nasip etsin” diyerek tüm insanlığı Arakan’ı gündemlerine almaya davet etti.

Paylaş